Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş küresel ölçekte doğal gaz ve petrol gibi enerji hatlarındaki güzergâhları da etkiliyor. Türkiye bu bağlamda jeopolitik konumu dolayısıyla doğal gaz sevkiyatında önemli bir rol oynuyor. Türkiye’nin BOTAŞ aracılığıyla Avrupa ülkeleriyle yaptığı anlaşmalar enerji potansiyeline güç katıyor.
TÜRKİYE’YE DOĞAL GAZDA BÜYÜK ROL
Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, BOTAŞ’ın AB üyesi bazı ülkelerle doğal gaz anlaşmaları ışığında, Ukrayna-Rusya savaşının ardından Türkiye’nin AB’ye gaz tedarikinde artan rolünü ve bir doğal gaz merkezi olma hedefini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Ukrayna-Rusya savaşı sırasında ve öncesindeki yıllarda AB, Rus doğal gaz kaynaklarına olan bağımlılığını azaltarak enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye ve LNG altyapısını geliştirmeye yönelik adımlar attı. Alınan önlemler arasında; Güney Gaz Koridoru’nun desteklenerek Kuzey Denizi’ndeki gaz üretiminin geliştirilmesi, enerji piyasalarına entegrasyonun ve depolama tesislerinin geliştirilmesinin teşviki ve doğal gaz piyasasında adil rekabeti sağlamak için enerji diplomasisi yürütmek gibi faaliyetleri sıralayabiliriz.Bu tedbirler, savaşa yanıt niteliğinde olmanın yanı sıra daha geniş perspektifte AB’nin enerji çeşitlendirme ve güvenlik stratejisinin bir parçası olarak tedarik kaynaklarını ve güzergahlarını çeşitlendirme çabalarına katkıda bulundu.
Bu süreçte AB, Rusya’dan boru hatları yoluyla aldığı doğal gaz miktarını azaltsa dahi Rusya’dan LNG ithalatını tarihin en yüksek seviyesine çıkarttı. Tüm önlem ve çabalara rağmen Rusya, AB için önemli bir gaz tedarikçisi olmaya devam ediyor.
TÜRKİYE’NİN AB GAZ GÜVENLİĞİNDEKİ MEVCUT VE POTANSİYEL ROLÜ
Türkiye’nin Avrupa’nın doğal gaz güvenliğindeki rolü, özellikle Ukrayna-Rusya savaşının ardından giderek daha önemli hale geldi. Türkiye jeopolitik konumuyla başlıca doğal gaz üretim bölgeleri ile Avrupa pazarları arasında bir köprü durumundadır. Bu konum doğal gazın verimli bir şekilde taşınmasını kolaylaştırıyor ve hem AB’nin hem de Türkiye’nin enerji güvenliği açısından arz kaynaklarını çeşitlendirme hedefini destekliyor. Ayrıca aktif dış politikası doğrultusunda Türkiye, enerji diplomasisine, gaz üreticisi ve transit ülkelerle müzakerelere aktif olarak katılıyor.
Türkiye’nin enerji müzakerelerindeki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü, Avrupa’ya istikrarlı gaz akışının sağlanmasına ve yakın vadede bölgesel işbirliğinin geliştirilmesine daha fazla yardımcı olma yönünde önemli bir potansiyele sahiptir. Ayrıca Türkiye’nin doğal gaz ticaret merkezi oluşturarak çeşitlendirilmiş gaz tedarik seçeneklerinin AB ülkelerine sunulmasını kolaylaştırmadaki rolü piyasa rekabetçiliğine katkıda bulunacaktır. Bu da AB tüketicileri için daha uygun fiyatlandırma ve tedarik koşullarını mümkün kılacaktır.
TÜRKİYE YATIRIMLARINA DEVAM EDİYOR
Türkiye ve AB için önemli faydalar sağlayacak bu hedefler doğrultusunda Ankara, boru hatları ve enterkonnektörler de dahil olmak üzere enerji altyapısına yatırım yapmaya devam ediyor. Bu yatırımlar, Türkiye’nin güvenilir bir enerji ticaret merkezi ülke olarak rolünü güçlendiriyor ve Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunuyor.
Boru hatları açısından bakıldığında da Türkiye, Hazar Denizi bölgesinden ve Orta Doğu’dan Avrupa’ya gaz taşıyan birçok doğal gaz boru hattı için kritik bir transit ülke olarak hizmet veriyor. Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) dahil olmak üzere bu boru hatları ve Güney Gaz Koridoru’na erişime ve Avrupa’ya giden tedarik yollarının çeşitlendirilmesine katkıda bulunarak AB’nin Ukrayna üzerinden geleneksel Rus transit yollarına olan bağımlılığını azaltıyor.
Boru hatlarının yanı sıra Türkiye, LNG ithalat terminalleri de dahil olmak üzere LNG altyapısına da önemli yatırımlar yapıyor. Karasal LNG terminallerinin yanı sıra biri dünyanın en büyüğü olmak üzere üç yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitemiz bulunuyor. LNG terminalleri ve depolama tesisleri farklı kaynaklardan LNG ithalatına olanak sağlayarak Avrupa’nın doğal gaz arzına esneklik kazandırıyor ve özellikle yoğun dönemlerde veya arz kesintilerinde arz ve talebin dengelenmesine yardımcı olarak arz ve enerji güvenliğine katkı sunuyor.
BOTAŞ’IN SON DÖNEMDE YAPTIĞI ANLAŞMALAR
BOTAŞ’ın sorumlulukları arasında petrol ve gaz altyapısının geliştirilmesi ve sürdürülmesi, kaynak çeşitliliğinin artırılması ve uluslararası ortaklıkların geliştirilmesi yer aldığından, BOTAŞ Türkiye’nin doğal gaz merkezi olma hedefinde önemli bir rol oynuyor. BOTAŞ’ın son dönemde Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Moldova’nın ilgili şirketleriyle imzaladığı anlaşmalar ve Türkiye ile Rusya arasında “Doğal Gaz Merkezi” kurulmasına ilişkin görüşmeler, 2000’li yılların ortalarından bu yana Türkiye’nin gündeminde olan Türkiye’nin doğal gazda transit ülke mi yoksa enerji merkezi mi olması gerektiği tartışmasını yeniden gündeme getirdi.
TÜRKİYE’NİN KONUMU GÜÇLENİYOR
Belirlenen bir taşıma bedeli karşılığında doğal gaz kaynaklarının ülkemiz üzerinden transit geçişinin sağlanması yerine doğal gaz ticaretini de içeren bölgesel bir enerji merkezi olma hedefi ülkemizde daha sık dile getirilmeye başlandı. Dolayısıyla yeni imzalanan anlaşmalar kapsamında Avrupa’ya yapılacak doğal gaz ihracatı, yukarıda da belirtildiği üzere arz yollarının çeşitlendirilmesi ve doğal gaz ticaret merkezinin oluşturulması için önemli kazanımlar sağlayacaktır. Bu da Türkiye’nin hedefleriyle uyumludur ve Türkiye’nin bölgesel enerji ortamındaki konumunu daha da güçlendirecektir.
BİR DOĞAL GAZ MERKEZİ OLARAK TÜRKİYE
Bu noktada, Türkiye’nin önünde öncelikli olarak doğal gaz merkezi olma hedefi bulunuyor. Türkiye’nin transit ülke rolünü sürdürmesi, taşıma bedelini alma ve gazı belirlenen varış noktalarına ulaştırma görevi dışında ülkeye herhangi bir ekonomik ve stratejik güç kazandırmayacaktır. Jeopolitik önemine rağmen, transit rolü ve sadece taşıma faaliyetleriyle sınırlı mevcut altyapı ve tesisler, Türkiye’nin çeşitli taraflarla tedarik anlaşmaları müzakere etmesini ve bölgesel bir doğal gaz merkezi olmanın avantajlarından yararlanmasını engelliyor. Bir enerji ticaret merkezi ülkesi olarak Türkiye, bölgesel enerji işbirliğini ve taşımacılığını kolaylaştırarak bölgedeki daha geniş enerji güvenliği hedeflerine katkıda bulunabilir.
Doğal gaz merkezi olmak aynı zamanda hem bölgenin hem de Türkiye’nin doğal gaz portföyünü çeşitlendirmesine ve tek bir kaynağa veya tedarikçiye olan bağımlılığını azaltmasına olanak tanıyacaktır. Doğal gaz merkezi olmak transit bedelleri, depolama gelirleri ve enerji sektörünün gelişimiyle ekonomik faydalar sağlayabilir ve yabancı yatırımları çekebilir. Dahası bir merkez olmak şüphesiz Türkiye’nin bölgesel enerji dinamikleri ve müzakerelerindeki etkisini artıracaktır. Bu durum, Türkiye’nin birden fazla gaz tedarikçisiyle uygun koşullarda pazarlık yapmasına ve farklı gaz kaynaklarına erişmesine olanak tanıyarak arz güvenliğini güçlendirebilir ve ihracatçı rolünü artırabilir. Dolayısıyla BOTAŞ’ın yeni anlaşmaları buna önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
BAZI ZORLUKLAR
Türkiye bir doğal gaz aktarma merkezi olma potansiyeline sahip olmakla birlikte bu hususta bazı zorlukların dikkate alınması gerekiyor.
Türkiye’nin jeopolitik durumu ve bölgesel gerilimler bir aktarma merkezi olarak rolünü etkileyebilir. Bölgedeki siyasi anlaşmazlıklar veya çatışmalar doğal gaz akışını sekteye uğratabilir. Bu nedenle sorunları ortaya çıkmadan önce çözmek için proaktif ve çok boyutlu bir dış politika izlenmelidir. Yunanistan ve Bulgaristan gibi bölgedeki diğer ülkeler de doğal gaz merkezi olmayı hedefleyerek transit ve dağıtım için rekabet yaratıyor. Türkiye’nin potansiyel bir gaz merkezi olarak kapasitesini daha da geliştirmek için boru hatları ve depolama tesisleri de dahil olmak üzere enerji altyapısına yatırım yapmaya devam etmesi gerekiyor. Buna ek olarak, istikrarlı ve şeffaf bir düzenleyici ortamın sağlanması, yatırımları çekmek, öngörülebilir ve maliyet bazlı bir fiyatlandırma ile rekabet ortamını geliştirmek ve Türkiye enerji piyasasına olan güveni artırmak için çok önemli.
Türkiye’nin Avrupa’nın gaz güvenliğindeki artan rolü, özellikle Ukrayna-Rusya savaşından sonra Hazar bölgesinden gelen yeni boru hatları ile 2000’li yıllardan bu yana giderek daha önemli hale geldi. Nihayetinde Türkiye, savaşın ardından değişen enerji ihtiyaçlarına ve bölgesel dinamiklere uyum sağlayarak transit ve ticaret merkezi rollerini bir arada oynamayı tercih edecektir. Son aylarda atılan adımlar ve enerji diplomasisinin artan etkisi Türkiye’nin bu yönde ilerlediğini gösteriyor. BOTAŞ’ın son dönemde Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Moldova’nın ilgili şirketleriyle imzaladığı anlaşmalar da bu çerçevede değerlendirilebilir. Türkiye ayrıca ekonomik ve jeopolitik hedeflerini, bu rollerle bağlantılı zorlukları ve fırsatları yönetme kabiliyetiyle uyumlu hale getirme ihtiyacına göre hareket etmeye başladı.
Sonuç olarak Türkiye stratejik konumu ve mevcut altyapısı nedeniyle bir doğal gaz merkezi olma potansiyeline sahip olmakla birlikte bu rolde başarılı olması jeopolitik istikrar, komşu ülkelerle rekabet ve enerji altyapısına devam eden yatırımlar gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.